Etrafında konuşabileceğin bir sürü insan varken, “Psikoloğa neden gideyim ki?” diye düşünmüşsündür. “Psikologla da konuşulmuyor mu, konuşarak tedavi mi olurmuş?” sorusu da belki aklına gelmiştir. Ancak burada önemli olan, o farkın ne olduğu. Psikoloğa gitmek, seni yargılamayacak ve sosyal hayatında yüz yüze gelmeyeceğin biriyle konuşmak demektir, bu yüzden daha şeffaf olman daha kolaydır.
Çevrendeki kişiler, “Bu senin hatan değil,” ya da “Çok sıkıntı çekmişsin,” diyerek seni rahatlatır. bu, bir süreliğine teselli verir. Hatta sen de birine benzer şeyler söylediğinde, “Ne güzel psikolojik destek verdim,” diye düşünebilirsin. Ama bu, yarını ve ondan sonraki günleri gerçekten nasıl değiştirecek? Bir dahaki sefere canın yandığında daha fazla teselli aramayacak mısın? Bu, bir süre sonra bağımlılığa dönüşmez mi?
İşte bu yüzden psikolojik danışmanlık var. Bir psikolog, seni dinlerken seni yargılamaz. Konuştuğunuz şeyler sosyal çevrende dolaşmaz, kimse seni bu konuda etiketlemez. Üstelik, psikologlar seni teselli etmek yerine, yaşadıklarını anlamlandırmana yardımcı olur. Teselli aramaktan kurtulup, sorunlarının temeline inerek kalıcı çözümler bulmanı sağlarlar.
Ne Yani Tavsiye Yok Mu?
Genelde psikologların tavsiye verdiği düşünülür, ama aslında bu doğru değil. Psikologla çalışmak, sana ne yapman gerektiğini söyleyen biriyle vakit geçirmek değil; tam tersine, seni yargılamadan dinleyen, duygularını güvenle paylaşabileceğin bir alan yaratmak demektir. Psikolog, yaşadıklarını anlamana ve duygularını keşfetmene yardımcı olur. Bu süreçte sadece konuşmazsın; zihinsel ve duygusal anlamda da rahatlamaya başlarsın. Hatta bazen sessizlik bile bu sürecin önemli bir parçasıdır.
Seanslarda, senin çıkmazda hissettiğin ama aslında açık olan kapıları, dışarıdan bir gözle fark etmen sağlanır. Bu, psikologla konuşmanın farkıdır: Senin doğrularına ve ihtiyaçlarına göre en uygun seçenekleri görmene yardımcı olmak. Arkadaşlarınla konuştuğunda ise olayların duygusal boyutunda kalabilirsiniz; çünkü genellikle olaylara duygudaşlıkla yaklaşıldığı için nedenlerini fark etmekte zorlanırsınız. Tıpkı tepeden bakıp bir manzarayı görmekle, bir ovanın içinden aynı yere bakmak arasındaki fark gibi; her iki bakış açısında da görülen alan çok farklıdır.
Her seans, aslında bir yolculuk. Bu yolculuk, duygularını bastırmak yerine onları kabul etmen ve problemlerinin derinlerine inerek kök sebepleriyle yüzleşmen için atılan bir adım. Psikologunla birlikte, sadece sorunlara değil, bu sorunların ardındaki seninle ilgili farkındalık kazanmaya başlarsın. Bu süreçte, teselli almak elbette önemli olabilir, ama asıl değişimi yaratan şey, kendini anlamaya başladığın o içsel farkındalıktır. Çünkü gerçek dönüşüm, dıştan gelen çözümlerden değil, içten gelen farkındalıklardan doğar.
Bir sonraki adım ne olmalı?
Daha fazla teselli aramak mı, yoksa gerçek çözümler bulmak mı?